Üniversitelerde her yıl akademik personel alımları Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen atama izinlerinin Üniversite bazında dağıtımından sonra yapılmaya başlanmaktadır. Bu doğrultuda 28/01/2022 tarihli ve 2022/28 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Devlet Üniversitelerine 2022 yılı içerisinde atama yapabilecekleri ÖĞRETİM ÜYESİ (Profesör, Doçent, Doktor Öğretim Üyesi) ve ÖĞRETİM ÜYESİ DIŞINDAKİ ÖĞRETİM ELEMANI (Araştırma Görevlisi, Öğretim Görevlisi) sayıları belirlenerek Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından Üniversiteler bazında dağılımı yapılmıştı. Her kurum da bu dağılımlara göre yıl içerisinde alımlarını gerçekleştirmektedir.
Öğrendiğimiz kadarıyla Öğretim Üyesi dağılımları ilk aşamada 15-50 arasında değişkenlik gösteriyormuş. Bu seneki kararda kurum içerisinden Doktor Öğretim Üyesi, Doçent ve Profesör kadrolarına yapılacak atamaların bu atama izninden düşmeyeceği de belirtildiğinden içerden yükselme bekleyen birçok kişi ve kurum için rahatlatıcı bir karar olduğu tartışmasızdır. Ancak kurumların daha yeni istihdam kapısı oluşturmayı sağlayan bu uygulamayla kişiye özel ilana çıkılamaz. Çıkılmasına da müsaade edilmemesi ve önünün biran önce kesilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;
1-) Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliğindeki “İlana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemez.” kesin hükmüne göre KİŞİYE ÖZEL İLAN ÇIKILMAMASI HÜKMÜ AMİRDİR.
2-) YÖK tarafından 2013 ve 2016 yıllarında üzerine basarak ilanlarda bilimsel, objektif ve denetlenebilir nitelikte olmayan, kişiye özgü, adayı tanımlayan şartlara yer verilmemesi uyarısına göre de DENETLENEMEYEN VE KİŞİYE ÖZEL İLANLARA ÇIKILMAMASI konusunda 2 defa Üniversiteler uyarılmıştır.
Durum bu şekildeyken hem mevzuatta bağlayıcı hem de YÖK’ün yazılı uyarılarına rağmen kişiye özel ilanların olmadığı bir Üniversite göremedik. Ama Gazi Üniversitesinin 213 Öğretim Üyesi Alımına çıktığı ilanı kadar da bunu açıkça ortaya serip DENETLENEBİLİRlik boyutundan da bu kadar açık verenini göremedik. Şimdi kurumlar eğer Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen atama izinlerinden fazla işlem yapmamaları gerekiyorsa ve kişiye özel ilana çıkmamaları gerekiyorsa;
1-) Varsayalım en fazladan atama izni aldılar. 50 tane atama iznine karşılık 216 tane personel alımı her açıdan DENETLENEBİLİR ve sakıncalıdır!
2-) Verilen atama izninden fazla atama yapılamayacağı da açık olduğuna göre istisnalara girmek için atamayı düşündükleri kişilerin en az 166 ünün kurum içerisindeki kişilere özel ve isimlerin belli olduğu da açıktır.
Sonuç olarak böyle bir ilanla Gazi Üniversitesi şunu açıkça söylüyor: ‘Kim ne derse desin, hangi okuyucu ne yazarsa yazsın, kurum içindeki belli adaylar haricinde başvuran adayları elemek için bin bir gerekçe üreteceğim vesselam..’ 216 Öğretim Üyesi ilanının atama izin sayılarından fazla ve dediğimiz gibi kişiye özel çıkıldığından başka izahının olmadığını araştırmaya yetkisi olan YÖK ve YÖK Denetleme Kurulu tarafından yukarıda bahsettiğimiz yönetmelik hükmü ve resmi yazılarına göre süreçleri takip etmesi aslında kendi görev ve sorumluluklarındadır. Ancak her Üniversitenin alım ilanı sonrasında adaylar KİŞİYE ÖZEL İLAN olduğundan bize şikayet etmekten, bizlerse bunları haber yapmaktan yorulduk! Ama ne Üniversitelerimizin umurunda ne de bu konuyu denetlemesi gereken YÖK veya diğer üst kurumların umurunda!
Aslında izah edeceklerimizi ettik, durum da belli, sonuçta yine hiçbir yetkili bu konuya bakmayacak ve sadece bizim tarihe düştüğümüz bir not olarak kalacak gibi dursa da buradan vicdan ve hak, hukuk sahibi yetkililere şunu ifade etmek gerektiğini değerlendiriyoruz: Kamu düzenini sağlamak için mevzuattaki disiplin hükümleri için hiç uğraşmaya gerek yokmuş aslında. Neden mi? Hem yazılı olarak kendine bağlı olan kurumları uyar, hem yönetmeliğine bağlayıcı bir hüküm koy, hem de yüzlerce (onlarcayı geçtik artık yüzlerce) kişiye özel ilanlar devam etsin! Dostlar alış verişte bilsin! Yorumsuz!
