Deprem Sonrası Yüz Yüze Sürdürülecek “Uygulamalı Eğitim” Nedir, Hangileridir?

17.02.2023 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol ÖZVAR tarafından Kahramanmaraş Merkezli Deprem Sonrası 2022-2023 akademik yılı bahar dönemine ilişkin alınan kararlar konusunda açıklama yapılmıştı.

YÖK Başkanının açıklamasının peşine YÖK tarafından Üniversitelere bir yazı gönderilmiş ve alınan karar kurumlarla paylaşılmıştır.

Bu kararın 3. maddesi ise “Eğitimlerine “Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği”  uyarınca  devam eden programlardaki (Tıp,  Diş  Hekimliği,  Hemşirelik,  Ebelik,  Veterinerlik,  Mühendislik  vb)  öğrenciler  ile öğretmenlik uygulamasını alacak öğrencilerin bu eğitimlerini yüz yüze sürdürmelerine” şeklinde ifade edilmiştir.

Ancak gelinen bu noktada YÖK yine yapacağını yapıp herkesi farklı uygulamalara sokmaya sebep olmuştur. Bu açıdan bazı üniversiteler bu bölümdeki eğitimlerin hepsini yüz yüze yapacağız derken bazı kurumlarsa işletmelerdeki eğitim kısmı için bu maddeyi uygulamaktadır. Peki doğrusu nasıl olması gerekir?

YÖK’ün yazısında atıf yaptığı söz konusu yönetmelik 17.06.2021 tarihli ve 31514 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği’dir. Bu yönetmeliğin dayanağı ise 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 20. maddesi gözükmektedir. Peki bu madde ne diye baktığımızda;

“Madde 20 – İşletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin teorik eğitimi, mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında veya işletmelerin eğitim birimlerinde yapılır. Çalışma saatleri içinde yapılacak teorik eğitim haftada oniki saatten az olamaz. Bu eğitim yoğunlaştırılmak suretiyle de yapılabilir. Teorik eğitim günlerinde öğrenciler ücretli izinli sayılır.

Mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında ve işletmelerde yapılan mesleki eğitim, staj ve tamamlayıcı eğitime ilişkin usul ve esaslar ile sınavların yapılış şekilleri, Bakanlık ve Yükseköğretim Kurulunca çıkarılan yönetmeliklerle düzenlenir.” olarak ifade edilmiştir. Yani işletmelerde yapılacak eğitimler olduğu açıkça görülmektedir.

Diğer yandan 2547 sayılı Kanuna baktığımızda 2017 yılında geçici madde eklenmiş ve şu hükümlere yer verilmiştir.

Yükseköğretim Kurulu, 1/1/2023 tarihine kadar Devlet yükseköğretim kurumlarının lisans düzeyinde fen ve mühendislik bilimleriyle sınırlı olmak üzere, öğrencilerin öğrenimlerinin son yılında bir yarıyılı özel sektör işletmelerinde, teknoparklarda, araştırma altyapılarında, Ar-Ge merkezlerinde ya da sanayi kuruluşlarında uygulamalı eğitimle tamamlamalarını zorunlu kılmaya, uygulamalı eğitimin zorunlu kılınacağı bölümleri belirli yükseköğretim kurumlarıyla ve/veya belirli fakülte ya da bölüm ve programlarla sınırlı tutmaya yetkilidir.

Uygulamalı eğitimleri süresince öğrencilere asgari ücretin net tutarının %35’i ücret olarak ödenir. Uygulamalı eğitim ücretlerini karşılamak üzere ihtiyaç duyulan kaynak, 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (B) bendinin (h) alt bendi için ayrılan tutardan Yükseköğretim Kurulu hesabına ödenen ve Yükseköğretim Kurulu bütçesine gelir ve ödenek kaydedilerek ilgili yükseköğretim kurumlarına aktarılmak suretiyle karşılanır. Aktarılan bu tutar, yükseköğretim kurumları bütçesine gelir ve ödenek kaydedilmek suretiyle öğrencilerin hesabına ödenir.

Öğrencilerin uygulamalı eğitim süresince sigorta primleri, 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 25 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükümlerine göre karşılanır.

Eğitimin planlanması, öğrencilerin yerleştirilmesi, takibi, kaynağın aktarımı, bütçeleştirilmesi ve kullanımına ilişkin esaslar ile uygulamalı eğitime ilişkin diğer hususlar, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenir.

Bu madde kapsamına giren öğrencilere aynı uygulamalı eğitim dönemi için 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun geçici 12 nci maddesi hükümleri uygulanmaz.”

Bu maddeden de anlaşılacağı üzere bir eğitimin uygulamalı eğitim kapsamına girmesi için (1) bir yarıyılı işletme, teknopark, ar-ge, sanayi kuruluşu gibi bir yerde alacakları eğitimle tamamlamayı, (2) eğitim süresince öğrencilere ücret ödenmesini, (3) eğitim sürecince öğrencilerin sigorta primlerinin ödenmesini zorunlu kılması gibi birbirine bağlı şartları bulunmaktadır. Kaldı ki YÖK kararında geçen Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği’ndeki benzer hükümler bu hususu desteklemektedir.

Ayrıca YÖK tarafından uygulamalı eğitimlerle ilgili yazmış olduğu birkaç yazıdan da bahsedecek olursak;

1- Uygulamalı Eğitim konulu 27/10/2022 tarih 78678 sayılı yazısında ilgili sektörü tanımalarını sağlamak amacıyla 8 yarıyıllık eğitimlerin 2 ve 1 döneminin ilgili sektörde işletmede mesleki eğitim olarak verilmesi kararlaştırılmış.

2- Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği konulu 22/11/2021 tarih 85749 sayılı yazısında yönetmelikte uygulamalı eğitimler; İşletmede Mesleki Eğitim, Staj ve Uygulamalı Ders olmak üzere üç ana başlıkta ele alınmış olup bu eğitimlere tabi tutulan öğrencilerin şeklinde devam etmiş. Ayrıca uygulamalı eğitimlerin ders plan ve programlarında yönetmelikte geçen şekliyle uygulamalı ders, staj veya işletmede mesleki eğitim olarak belirtilmesi ve işlemlerin buna göre yürütülmesi gerektiği ifade edilmiştir.

3- Programlar konulu 23/08/2021 tarih 60183 sayılı yazılarında örgün eğitim veren önlisans ve lisans programlarının müfredatlarında yer alması kaydıyla işletmelerde mesleki eğitim veya staj yaptırılabilmelerine diyerek 2. maddede belirtilen üç ana gruba atıf yapılmış. Listeleri incelediğinizde mühendislik, uygulama dersi yapılan yerler değil eşdeğer programlarda aynı grupta sayılmıştır.

4- “Yükseköğretim Kurumlarının Lisans Düzeyinde Fen ve Mühendislik Bilimlerinde Zorunlu Uygulamalı Eğitim Gören Öğrencilere Ödenecek Ücretlerin İşsizlik Sigortası Fonundan Karşılanmasına İlişkin Usul ve Esaslar”da da son sınıfında eğitim görecek öğrenci sayılarının listesinin rektörlükler aracılığı ile ilan edilen tarihlerde YÖK’e gönderileceği ve gönderilen listelerden uygun bulunan programların bildirileceği ifade edilmiştir.

5- Uygulamalı Eğitim denildiğinden dersleri uygulama ağırlıklı olan bölümler olarak değil YÖK kararındaki söz konusu yönetmeliğe göre yürütülen uygulamalı eğitimlerin ilgili kısımlarını anlamak ve uygulamak gerekir ki çok uzak değil covid-19 sürecinde gönderilen 09.04.2020 tarihli ve 25893 sayılı yazıda çok çabuk unutulmuş olduğundan biz tekrar hatırlatalım ne demişler. “… bazı lisans programlarında 7+1; bazı ön lisans programlarında ise 3+1; yani programların 7 veya 3 dönemi dersliklerde; 1 dönemi ilgili sektörün işletmelerinde olmak üzere uygulamalı eğitim modeli uygulanmaktadır.”, “…öğrencilerin 5-6 hafta süreyle işletmelerde uygulamalı eğitim aldıkları dikkate alınarak…”

 

Sonuç olarak sürecin başından beri YÖK ve YÖK’teki sürecin içindeki yetkililer süreci iyi yönetememiş ve her zaman olduğu gibi her kafadan bir ses çıkmasına sebep olacak kararlar almış ve Kanunun kendilerine yüklediği birleştirici, bütünleştirici, sürekli, ahenkli ve geliştirici işbirliği ve koordinasyonu sağlamak görevini, SAĞLAMAMAK OLARAK UYGULAMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ EN GÜZEL ŞEKİLDE YAPMAKTADIR!

Sürecin en başından beri bir türlü karar almayı beceremeyen ilgililerin bir an evvel EĞİTİM-ÖĞRETİM gibi insan geleceğini şekillendiren çok önemli bir konuyu geleceği ve süreci belirsizlikten çıkarmaları gerekmektedir. Ülkemiz halen yaralarını sarmakla ilgilenirken haftalarca gündemiz de olan ve halen şekillendirilemeyen bir durum sebebiyle bizlerin acısı daha da artmaktadır.

Exit mobile version